Yirminci yüzyılın 60’lı yıllarından sonra Mestanlı-Koşukavak havalisi güreş severleri iki Yakup pehlivanı bilirler: Sindellili Ali Osman Pehlivan’nın oğlu Yakup ve Pazarlarlı Hafız Süleyman’ın oğlu Yakup. Sindellili Yakup Pehlivan 1960-70 yıllarında..
Yirminci yüzyılın 60’lı yıllarından sonra Mestanlı-Koşukavak havalisi güreş severleri iki Yakup pehlivanı bilirler: Sindellili Ali Osman Pehlivan’nın oğlu Yakup ve Pazarlarlı Hafız Süleyman’ın oğlu Yakup. Sindellili Yakup Pehlivan 1960-70 yıllarında düğün ve panayır güreşlerin başpehlivanlığına oynarken, Pazarlarlı Yakup Pehlivan ise profesyonel güreşte gösterdi marifetini ve bu yörede Olukçu Pehlivan’dan sonra en meşhuru oldu. Bulgaristan ve Türkiye güreş milli takımlarında yer aldı.
Türkiye’de Yakup Özden olarak bilinen ünlü güreşçiyi öğretmenlik yıllarımdan tanırım. Yıl 1975 idi. Bir yıl Zvezdel (Gökviran) köyünde öğretmenliğim oldu. Belediye köyü olduğundan okul büyüktü, spor salonları da vardı. Yakup o yıl yedinci sınıfta idi. Köyde çocukları çalıştıran antrenör Mümün Hayrullov, 30 kg. kategorisinde 24 kg. olan Yakub’u seçmişti. Yakup’un kilosu rakiplerinden 6 kg az da olsa, o il çapında başarılıydı.
Yakup, orta okuldan mezun olduktan sonra Mestanlı’da makine meslek okulunu kaydoluyor ve burada güreşe antrenörü Ahmet Eminov’un yanında devam ediyor. İlk birincilik madalyası 1978’de il yarışlarında geliyor. Artık Yakup yükselişe çıkaran merdivenlerin basamaklarına adımını atmıştır.
İl çapındaki şampiyonluğundan sonra Yakup Süleymanov, Kırcaali “Arda” takımının güreş antrenörü Osman Aliev (Alenbeyli) tarafından gençler (yıldızlar) güreş takımına davet ediliyor ve güreşe burada devam ediyor. 1980’de askerlik görevini yapmak için Eski Zağra’ya gidiyor. Bir süre “Beroe” takımında güreşiyor ve daha sonra da “Slaviya” takımına davet ediliyor. O yıllarda bu takımın antrenörlüğünü İsmail Abilov yapıyor. Yakup artık 48 kiloya çıkmıştır ve ömür boyu değişmeyen sıkletindedir. Yakup, ustalığını Abilov’a borçlu olduğunu anlatırken, “Bana gerçek güreşi öğreten ustamdır. Ona ömür boyu minnettarım” diyor.
1980-85 yıllarında “Slaviya” takımında güreşen Yakup, ülke genelinde birinciliği elde ediyor ve Bulgar güreş milli takımında yerini alıyor. Başarılı bir güreşçi olmasına rağmen, iltica eder kuşkusuyla güreş federasyonu yönetimi, Yakup’a uluslararası yarışmalara katılma izini vermiyor. Yakup o yıllardaki olayı şöyle anlatıyor: “1983 yılında dünya şampiyonasına beni değil, benim tuşla yendiğim rakibimi (Yanbollu Maşinka)’yı gönderdiler, üçüncü oldu. İşte böyle, çifte standart uygulanıyordu”.
1985 yılında eski takımı “Arda” Kırcaali’ye dönen Yakup tarihte ilk defa burada düzenlenen cumhuriyet şampiyonasında Marian Nedkovla yaptığı müsabakada göz göre göre haksızlığa uğramıştır. Güreşlerden sonra milli takım antrenörlerinden Rus Makaveev, kendisine “Bu sıklette turnuvanın şampiyonu sensindir” diyor.
1989 yılındaki göç kervanına Yakup da katılıyor. Türkiye’de düzenlenen ilk milli müsabakalarda sıkletinde birinciliği elde ediyor. Tabi ki, birincilerin yeri milli takım oluyor. Yakup Özden ilk başarıyı “Yaşar Doğu” turnuvasında birinciliği yakalıyor. 1992 yılında olimpiyatlara yolu açılan Yakup Özden’in talihsiz bir kaza sonucu kalçası çıkıyor. O yıllarda Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde beden eğitimi öğrencisi olan Özden, bu talihsiz olaydan sonra mindere dönse de yaş sınırı dolayısıyla güreşe artık yarışmacı olarak değil, antrenör olarak devam ediyor. Dört yıl Haliç Tersanesi takımında antrenörlükten sonra 1998’de öğretmenliğe başlıyor ve aynı zamanda Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin güreş takımını çalıştırıyor. Akabinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi altyapıyı da çalıştıran Özden, en başarılı öğrencisi Müren Mutlu ile gurur duyuyor. Mutlu, 1997’de üniversiteliler arasında dünya üçüncüsü olmuştur. Kendisi 2017’de katıldığı veteranlar arasında dünya ikincisi oluyor.
Halen Gaziosmanpaşa’da bir okulda beden öğretmeni olarak görev yapmaktadır.
Mehmet Türker
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)