Orta Asya’yı Sevdim

Efendim, bugüne kadar gezip gördüğüm yerler arasında en çok Orta Asya’dan etkilendim.

Tüm balkan ülkeleri başta olmak üzere, Avrupa, Kudüs, Mekke, Medine, Girit, Kıbrıs, Ukrayna, Rusya v.s. hepsi güzel. Ancak Orta Asya bir başka heyecan uyandırdı bende. Bir türk olarak Türkistan’ı gezerken, son derece haz aldım, hiç sıkılmadım, hiç zorlanmadım, her yerde Türkçe konuştum. Sınırlarda ve hava alanı giriş çıkışlarda gümrük polisleri Türk olduğumuzu anlayınca, güler yüzle karşılayıp, nasıl yardımcı olacaklarını sorarken, gezdiğimiz tüm bölgede Türkiye’den geldiğimizi öyrenen yerli halk güler yüzle “Biz de Türküz”, “Biz kardeşiz” diyerek, yadım etme arzusu içine giriyor… Kırk kişilik bir gezgin kafile ile gitiğimiz gezimizde misafirlerimizin de aynı görüşleri paylaşmaları da ayrıca memnun etti bizi.

Semerkant restan meydanını gezerken yaşadığımız bir anımızı da sizlerle paylaşmak isterim. Misafirlerimizden birinin doğum günü olduğundan eşi bir çiçek nereden alabilirim diye bakınırken meydanda çiçek ekenlere eşinin doğum günü için nereden çiçek alabileceğini sorusuna biraz beklemelerini söyleyen işçiler birkaç dakika sonra bir doğum günü çiçeği ile gelip hediye ederler ve parada almazlar. Başka yerlerde göremeyeceğimiz o insanların güler yüzü ve sıcaklığı ile her yerde Türk-İslam kültürünü yansıtan muhteşem ve
görkemli medreseleri, hanları, kervansarayları da ayrı güzellik.

Sekiz günlük Orta Asya-Türkistan gezimizde Türkistan’ı hepimiz çok sevdik. Gezimiz boyunca çocukluk yıllarında okuduğum “Ferhat ile Şirin”, “Yusuf ile Züleyha” hikayelerinde bahsi geçen şehirleri gezerken zaman tünelinde yüzlerce yıl geçmişe gittik.

Rıfat Yakupoğlu / Koşukavak Turizm Yönetim Kurulu Başkanı