Haskovo ilinin güney-batısında 18,536 km karelik bir arazi üzerine yerleşmiş olan köyümüz Akpınar’ın (Svetoslav + Byal Kladenets) resmi kayıtlardaki bugünkü nüfusu 195’tir. Halbuki 1990’lardaki zorunlu göçten önce bu sayı 700-ün..
Haskovo ilinin güney-batısında 18,536 km karelik bir arazi üzerine yerleşmiş olan köyümüz Akpınar’ın (Svetoslav + Byal Kladenets) resmi kayıtlardaki bugünkü nüfusu 195’tir. Halbuki 1990’lardaki zorunlu göçten önce bu sayı 700-ün üzerindeydi. Bilinen bir gerçektir, bütün uygarlıklar içme suyunun bol olduğu yerlerde oluşmuştur. Bunun nedeni de suyun tüm canlıların yaşamı için vazgeçilmez bir gereklilik olmasıdır. Özellikle geçmişte, hatta günümüzde bile bazı yerleşim merkezlerinde, su kaynaklarının taşıyacağı kadar nüfus oluşmuştur.
AKPINAR’IN YERALTI SULARININ BESLENMESİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER.
Akpınar yeraltı suları bakımından çevresinin en zengin köyüdür. Bu suların kaynağı yağmur ve kar sularıdır. Yağışlarla düşen suların bir kısmı yüzeyden akıp giderken, yaklaşık üçte biri de, yeryüzünün geçirimli katmanlarından veya kaya çatlaklarından derinlere sızarlar. Geçirimsiz bir katmana geldiklerinde orada birikir veya akıntı oluştururlar. Bunlara yeraltı suyu deriz. Yeraltı sularının kendiliğinden yüzeye çıktığı yere kaynak (memba) denir.
Akpınar ve bölgesi Akdeniz iklimi etkisinde olup yıllık yağışlar toplam 550-600 mm civarındadır. Yağışların maksimumu kasım-ocak aylarındadır, en kurak ise ağustos ayıdır. Bununla birlikte kar yağışları ve zeminin geçirgenliği yeraltı sularının beslenmesinde çok önemli iki etkendir. Köyümüzün kuzeyinde ve batısında, hatta Aledin‘de mahalle içlerinde alüvyonlu geçirgen zeminlerde taban suyu, altta yaklaşık 8-9 m derinlikteki geçirimsiz tabakanın üzerinde birikmiştir. Yeraltı su seviyesinin düşük olduğu bu alanlarda kuyu açmak suretiyle bu sulardan faydalanılır. Geçmişte üzerinde ortalama bir buçuk m çapında taş bilezik bulunan onlarca kuyu açılmıştır. Bunlardan soğuk ve tadı güzel suları olanlar Yamaç ve Çayıroğlu kuyularıdır. Ramazan aylarında ve yaz sıcaklarında bu iki kuyunun suları tercih ediliyordu. Günümüzde merkezi sistemle her eve su verilmiş, kullanılan kuyu kalmamıştır.
Köy içinde ve güneyimizde kalkerli zeminde taban suları yüzeye kadar çıkan yerlerde bol sulu, kullanışlı çeşmeler yapılmıştır.
KARSTİK KAYNAKLARIMI
Kireçtaşlarının çatlaklarından sızan suların, yer altı mecralarında toplanması ve bunların vadi tabanı ile yamaçlarında bol debili akması sonucunda oluşurlar ve birbirlerinden bağımsızdırlar. Karstik kaynaklar, kalkerli arazide oluştuğu için, suları bol miktarda kireç köyümüzün güneyi ve iki mahallesinin bulunduğu bölgeyi kalkerli araziler kapladığı için karstik sular bakımından zengindir. Özellikle meşhur Büyük Pınar, üç değirmenin bulunduğu Değirmen Deresi’ni besleyen başlıca su kaynağıdır. Ancak günümüzde bu pınarın suyu merkezi sistemle, önceleri tüm beldenin şimdilerde ise sadece köyümüzün temel su kaynağıdır. Evlerde su, tam gün kesintisiz olarak akmaktadır.
Genellikle suları soğuktur. İçme ve kullanma suyu olarak kullanılır. Ünlü Büyük Pınar’ın güneyinde ve Çit Dere vadisinde bu sular sebze ve özellikle lahana yetiştirilmesinde kullanılıyordu. Bölgede en bol lahana üretilen yerler buradadır. Vadi ve yamaçlarındaki kaynaklar, yamaç veya vadinin yeraltı su tabakasını kestiği yerlerde oluşurlar. Yamaç kaynaklarından çıkan su miktarı yağışlı geçen mevsimlerde artarken kurak mevsimlerde azalmakladır. Aşağıdaki resimde Çit Mahallesi Körkuyu çeşmesi buna en iyi örnektir,. Yamaç ve vadi suları, kuzeydeki Büyük Dere, güneydeki Değirmen Deresi ve doğu yönde akan Büyük Dere’yi beslerler. Bu üç derenin suları Arda’ya dökülür.
Akpınar’da yeraltı suyu zenginliği için elverişli koşullar vardır:
1-İçme ve kullanma suyu için yeterli yağış almaktadır. Ender de olsa çok kurak, bazen de çok yağışlı yıllar da olur. Kış aylarındaki bol kar yağışları, köylümüz içim bolluk yılının habercisidir. Ne yazık ki son yıllarda iklim de önemli değişiklikler gözlenmekte, Akdeniz ikliminin etkisi daha da artmaktadır. Yağış miktarı azalmış, barajların doluluk oranı düşmüş, sıcaklık artmakta, dereler kurumaktadır.
2-Son yıllarda azalmakta olan kar yağışları da çeşmelerde akan suyun azalmasına neden olmuştur. Geçmiş yıllarda üst üste yağan karlar aylarca yerden kalkmıyordu.
3-Köyümüzün arazisi yağmur suları için oldukça geçirgendir. Doğusunda ve kuzeyindeki alüvyon ve orman toprakların, batı ve güneyindeki karstik-kalkerli alanların geçirimlilikleri fazladır. Arazisinin eğimi az olduğu alanlarda, ormanlık alanlarda bitkisel örtü yüzeysel akımı engellediği için yeraltı sularının beslenmesi daha iyi olur.
Özet olarak: Yüzey sularının yer altına sızması her yerde aynı seviyede olmaz. Bir yerde yer altı suyunun miktarını ve beslenmesini etkileyen faktörler; yağış çeşidi ve miktarı, eğim, arazinin geçirimlilik durumu, kayaçların gözenekliliği ve bitki örtüsüdür. Bol yağış alan ve zemini geçirimli taşlardan oluşan arazilerde taban suyu fazladır. Ormanlık almalarda zemin, bitki örtüsünün yüzey suyunun akmasını engellediği için daha geçirimlidir.
Yağışı bol mevsimde Çit Mahalle Körkuyu çeşmesi
Resim: Hasan Çolak
AKPINAR SUYUNUN KALİTESİ
Akpınar’ın tüm kaynak suları içmek için elverişlidir. Akpınarlı, misafir olduğu yerde köyünün suyunu arar. Kaynak sularının kalitesini suyun geldiği zeminin-yer katmanının kimyasal yapısı belirler. Silisli kayalardan çıkan (granit, andezit, gnays v.b. ) kaynak suları kireçsiz olduğundan içmeye çok elverişlidir. Böyle yumuşak ve tatlı içme su kaynakları köyümüzün kuzeyinde ve kuzeybatısında bulunmaktadır. Bunların en bilineni ve çamaşır yıkamada kullanılan Çatmalı pınarıdır. Önünde yaklaşık 20 kadar kazanda su ısıtma yeri ve yıkama taşı bulunmakta idi. Bayramlar yaklaştığında çevremizdeki köylerden de çok gelen olduğunda, yer bulamayanlar evden çamaşır teknesi getiriyorlardı. Bugün evlerde çamaşır makinesi var, bu meşhur pınarın yerinde de Fevzi Celil’in yaptığı güzel çeşme bulunmaktadır.
Diğer böyle çok bilinen tatlı su kaynakları Çit Mahallesi’nin yaklaşık 1-1.5 km batısında, baraj yolundaki, Çolakların Mehmet Alioğlu Mehmet’in, Akif Nazım’ın çeşmeleri ve güneyindeki Sarıkaya çeşmesidir. Bunların suları magmatik kayalardan gelir, kalsiyum içermez, yağışlardan da etkilenmez. Ulaşımı nispeten daha zor olduğu için onlardan pek fazla yararlanılamıyor.
Genelde, biri hariç tüm kuyuların suları da yumuşaktır. Sert olan Odakuyusu’nun suyudur, yoğurt yağının daha kolay ve tam ayrılması için, yayıklarda yoğurt dövmekte kullanılır. Bu su ile fasulye pişirilmez. Artık yukarıda açıkladığım gibi, artık her evde tam gün su vardır, kuyu sularına da ihtiyaç kalmamıştır.
AKPINAR’IN ÇEŞMELERİ
Akpınarlı’nın, insan ve doğa sevgisinin bir ifadesi olan çeşme yapma tutkusu çok belirgin ve yaygındır. 40’lı yıllarda boş boş akan pınarlar daha sonraki yıllarda, her biri bir sanat eseri niteliğinde olan çeşmelere dönüştürtüldü. Böylelikle insanımızın ve hayvanlarının bu sulardan daha iyi yararlanmaları sağlandı. 60’lı yıllara gelmeden yazın sıcağında 3-4 km güneyde “Studen Kladenets“ (Soğuk Pınar) barajına giderken tam 5 çeşme yanından geçiyorduk. Taş yapılı genellikle tek kurnalı ve hayvanlar için ortalama 3 yalaklı çeşmelerdir bunlar. Akpınarlı’nın çeşme sevdasına bir başka örnek Seyidinler (Efenddiler veya Kedi oğulları) mahallesinin kuzeyindeki ormanlık alanın başladığı yerde yaklaşık 300-400 metrelik mesafe içinde tam 6 çeşme bulunur. İlk olarak Salimin pınarlarında Gebzeli Bahtiyar Sevinç’İn, daha sonraki yıllarda da Domuz Göllerde Ahmet Efendi’nin ve oğlu Hafız Nurettin’in Çatmalı’da Yunus’un Mehnet’in, Mehmet Ramadan ve Fevzi Celil’in çeşmeleri yapılmıştır.
50’li yıllardan sonra, bu hayır işlerinin öncülüğünü ve önderliğini herkesin sevdiği ve saydığı Tahirçe’nin Hasan olarak bilinen ve anılan rahmetli Hasan Osman ustadır.
Akpınar’ın ünlü ustası Hasan Osman (1914- 2010) (Tahirçe’nin Hasan) 92 yaşında iken.
Resim: Tahir Arabacı
Köylünün her türlü yapı-inşaat, marangozluk, arabacılık, cam kesme, tarım aleti yapma ve onarma gibi ustalık gerektiren işleri titizlikle yapan hayırsever, sevilen sayılan biriydi. Ayrıca yanında çalışanlara ustalık becerisi kazandırıyordu. Tek kelime ile ustaların ustasıydı. Taş yontma ustalığı, yaptığı bina ve çeşmelerde açıkça görülmektedir. Köyün çeşitli yerlerinde, hiç yardım almadan yaptığı çeşmelerin sayısı 10 dan fazladır ve her biri, bir sanat eseri gibidir. Yapmadığı tek şey, yenilerin mesleği, demir-kaynak işleriydi. Onları da büyük bir beceriyle oğlu Halil Hasan (1941) yapıyor. Halil Hasan halen emekli, köyün ileri gelenlerindendir, Merkez caminin minaresini yapan da kendisidir, babasını aratmayacak kadar beceriklidir. Hasan ustanın en meşhur eseri Şalimınar çeşmesidir. Ne yazık, ki üzerinde bir plaketi yoktur.
Hasan ustanın yaptığı son çeşmelerden en takdir edileni çift kurnalı, on yalaklı, taş duvarlı ŞALİMINAR ÇEŞMESİ’dir. Taşlarını, özel olarak, 40 km uzaklıktaki Haskovo’dan getirilmiştir.
Resim: Tahir Arabacı
Köyün diğer ünlü taş yapı ve çeşme ustası Miloğlu Aziz’dir. Hasan ustadan 15 yaş daha büyüktü. Onun da yaptığı çok sayıda çeşme vardır. En meşhur çeşmesi köyün doğusunda Kovancılar (Pçelare) yolundaki Kışla Çeşmesi’dir. Bu çeşme, belediye merkezine giden yolcuların dinlenme ve su ihtiyacını karşılamanın yanında, geniş otlakların merkezinde olması nedeniyle Tahirçe’nin Hasan’ın Şalimınar çeşmesi ile birlikte, özellikle son yıllarda hızlı gelişme gösteren hayvancılık sektörünün, su ihtiyacını karşılamada önemli yeri vardır. Miloğlu Aziz ustanın köyün güneyinde yaptığı çeşmelerin bir kısmının suları, yapılan sondaj çalışmaları nedeniyle kaybolmuş ve kurumuşlardır. İşsizliğin had safhada olduğu bu dönemde oralarda bir maden işletmesi açılması beklenmektedir.
Taş ustası Miloğlu Aziz’in Kışla Çaşmesi
Resim: Tahir Arabacı
Bu iki büyük ustanın başlatıp sürdürdükleri gelenek sayesinde köyde 18.5 km karelik arazide çeşme yapılacak su kaynağı-pınar kalmamıştır.
Hayvan barınaklarının olduğu yerdeki eski Abdürrahim çeşmesini bu hale getiren geçtiğimiz şubat ayında rahmetli olmuş olan Hafız Kazım Şevki’dir. Resim: İrfan Tüccar
İki mahallenin arsında bulunan Abdurrahim Çeşimesi’nin, hayvan barınaklarının yanında olması nedeniyle, tarım kooperatifi (TKZS) günlerinde, hayvancılığın gelişmesinde önemli yararları olmuştur. Çeşmenin ilginç bir geçmişi vardır. Eski sahibi Tekke Mahaleli Abdurrahim 1951 de Türkiye’ye göç ederken çeşmeyi Çit Mahalleli meşhur Şevki Hoca’na satar. Kooperatifte yöneticilik te yapan oğlu Hafız Kazim tarafından yenilenerek şimdiki halini almıştır.
Akpınarlı’nın en çok ziyaret ettiği çeşme Tekke Mahalle’nin ortasındaki derin vadide ve Merkez kez Cuma camii yakınındaki derin vadide bulunan çeşmedir.
Tekke Mahalle’de Merkez camiine yakın köyün en ünlü üç kurnalı bol sulu çeşmesinin yenilenmiş hali. Sol tarafı hayvanların su ihtiyacını karşılamak içindir, sağ tarafta ise abdest alma ve su için gelenlere oturup beklemeleri içindir.
Resim: İrfan Tüccar
Önemli ayrıntı: Akpınar’da pınara, özellikle bileşik isimlerde, “mınar” derler. Örneğin, Gebzeli Bahtiyar Sevinç amcamızın çeşmesini yaptırdığı pınarlara da Salimınarlar deniyor. Bunun başka örnekleri: Şalimınar, Yakamınar, Taşmınar gibi
Akpınar’da güzel gelenekler vardır. 1) Su kaynağı onu bulanındır. Onun izni olmadan kimse oraya çeşme yapmaz veya yaptırmaz. Yapılan çeşmenin onarım işi de sahibinin oluru ile yapılır. Bu kişi göç veya başka bir nedenle köyü terk etmiş olsa da kural bozulmaz, kişi bulunup kendisi yapmayacaksa izni alınır. 2) Tüm büyük çeşmelerin sağ tarafında, su alacak veya içecek kişinin oturup dinlenmesi, soluklanması, yorgun yorgun su içmesini önlemek veya sıra beklemek için oturma yeri vardır. 3- Hayvanların su ihtiyacını karşılamak için yeteri kadar yalak yapılır.
ACİLEN YENİLENME BEKLEYEN ÇEŞMELER
ONARIM BEKLELEYEN ÇEŞMELER: 1- Çit Mahallenin halen çok kullanılan Yeni Çeşmesi,
Çit Mahalle sakinlerinin bugünde yararlanmakta oldukları YENİ ÇEŞME. RESİM : Hasan Sabri çolak
2- Aledinlilerin 1920’lerde Efendioğullarından tüccar Dik Halil’in yaptırdığı ve 70’li yıllara kadar en çok kullanılan Yeni Çeşme’nin de bakıma ihtiyacı vardır.
Köylümüzün en çok yararlandığı Yeni Çeşme. Efendi oğullarından Tüccar Dik Halil aparatından yaptırılmıştır.
Resim: İrfan Tüccar
Şunu özellikle belirtmek gerek, cami ve çeşmelerin yenilenme çalışmalarında köylünün büyük emeği yanında buradan ayrılmış, göç etmiş köylülerimizin de olağanüstü katkıları vardır. Yaratılan bu emek birlikteliği, sinerji sayesinde bugün hijyenik çeşmeler ve güzel donanımlı ibadete açık camilere sahibiz. Tüm bu çalışmalara öncülük eden ve bilfiil katılan Ali Abdullah, Şükrü Rufat, Mehmet Ferhat, Sahir Kazım, Seyitahmet Ahmet’in ve isimleri köylülerimiz tarafından şükranla anılmaktadır. Dileğimiz, bu azim ve birlikteliğin burada resimlerini verdiğim, onarım bekleyen çeşmelerin de en kısa zamanda ele alınarak birer kültür varlığımız olarak korunması ve yaşatılmasıdır.
Mehmet YALÇIN- İZMİR
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)