“Çanakkale” denince, kim gelir hatıra? Erzurum’dan Ahmet, Sivas’tan Hüseyin, Yozgat’tan Hasan, Balıkesir’den Seyit… Başka? Budaklar’dan Hamza, Üsküp’ten İslâm, Bosna’dan Tarık, Konçe’den Sait, Kalkandelen’den Niyazi, Koşukavak’tan Naim, Gümülcine’den Mümin, Şumnu’dan Recep,..
“Çanakkale” denince, kim gelir hatıra? Erzurum’dan Ahmet,
Sivas’tan Hüseyin, Yozgat’tan Hasan, Balıkesir’den Seyit…
Başka?
Budaklar’dan Hamza, Üsküp’ten İslâm, Bosna’dan Tarık, Konçe’den Sait, Kalkandelen’den Niyazi, Koşukavak’tan Naim, Gümülcine’den Mümin, Şumnu’dan Recep, Gora’dan Ahmet gelmez mi hatıra?
Gelmeli… Unutulmamalı bu kahramanlar…
Çünkü onlar, “Hiçbir zorunluluğun yokken Çanakkale’ye neden gittin dede?” diye soran torunlarına şu cevapları verdiler:
-ONLAR (TÜRKİYE-OSMANLI) «NEZLE» OLSA, BİZ
«GRİP» OLURUZ!
-500 YILLIK PAYİTAHT (BAŞKENT)’IMIZ İSTANBUL ZOR DURUMDA İDİ, NASIL GİT- MEYİZ?
-BİZ İNANIYORUZ Kİ, TÜRK ATLILARI BİR GÜN VAR- DAR’DAN TEKRARDAN SU İÇE- CEK!
-HESAP MAHŞER’DE…
İşte sadece bu cevaplar için bile olsa, biz onları unutmamalıyız… Gence-yaşlıya, çocuğa-yetişkine, öğrenciye-çırağa, anneye-babaya, okula-çarşıya, dosta-düşmana bile Çanakkale’ye koşan bu fedakarların hikâyelerini okutmalı, anlatmalıyız…Ama önce kendimiz anlamalıyız. Anlamalı ve anlatmalıyız….
Anlatmalıyız ki; şairin dediği gibi, “Savaş bizi karlı dağlara düşürdüğü gün (Allah korusun!)” arakamıza dönüp baktığımızda, sırtımızı sıvazlayan dostları görelim…. Unutmayalım ve anlatalım…
Ertuğrul KARAKUŞ
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)